İyi insanların bir şekilde korunduğuna inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. O yüzden belki saf olan tarafımı hep korumaya çalıştım. İnsanların iyi olduğuna inanışım, belki herkesin özünün başlangıçta iyi olduğunu ama sonradan yaşadıklarıyla, öğrendikleriyle başka bir insana dönüştüğünü düşünmemden geliyor. Ben hep birine kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım. O küçük çocuk ister miydi kötü biri olmak, kalp kırmak? Belki bu yüzden hayatta kimseye kızgın ya da kırgın kalamıyorum, içimde yaşadığım duygular affetme durumuna bile gelmeden onun çocuk halini gözümün önüne getirmemle başka şeylere dönüşüyor. Tabii ki özel alanımı, hayatımı, duygularımı oluşturduğum bir koruma kalkanıyla koruyorum ama büyük hayal kırıklıklarına, pişmanlıklara da meydan vermiyorum.
o günler geçip gitti
o bedenin gizleri içinde kaybolunan günler
mavi damarların güzelliğiyle
çekingen tanışma günleri
bir el, bir dal çiçekle
duvarın ardından uzanırdı
öteki ele
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir.
_Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler.
_Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Ben hep birine kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım.O küçük çocuk ister miydi kötü biri olmak,kalp kırmak?
İyi insanların bir şekilde korunduğuna inancımı hiçbir zaman
kaybetmedim. O yüzden belki saf olan tarafımı hep korumaya
çalıştım. İnsanların iyi olduğuna inanışım, belki herkesin özünün
başlangıçta iyi olduğunu ama sonradan yaşadıklarıyla, öğrendikleriyle
başka bir insana dönüştüğünü düşünmemden geliyor. Ben hep birine
kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve
masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım. O küçük çocuk
ister miydi kötü biri olmak, kalp kırmak? Belki bu yüzden hayatta
kimseye kızgın ya da kırgın kalamıyorum, içimde yaşadığım duygular
affetme durumuna bile gelmeden onun çocuk halini gözümün önüne
getirmemle başka şeylere dönüşüyor. Tabii ki özel alanımı, hayatımı,
duygularımı oluşturduğum bir koruma kalkanıyla koruyorum ama
büyük hayal kırıklıklarına, pişmanlıklara da meydan vermiyorum.
Kayıp bir kol saati, onu unutan sahibinin bir soyutlaması değildir. Ama Nagasaki'de, atom bombasının patladığı tepede kurulmuş küçük müzede bulunan eski model, bozuk duvar, masa ve kol saatleri sergisi, ziyaretçilerin kalp atışını durduran bir soyutlamadır. Bütün saatler 11:02 de durmuştur ve hep birlikte zamanın böyle aniden sonuna varmak, masum günlük eylemin ölümü, aynı müzede sergilenen dehşet fotoğraflarının aktardığından çok daha güçlü bir deneyim yakınlığını iletmektedir. Olayın temel bir veçhesi, olayın kendisini akla getirmektedir.
içinde veçhe geçen bir cümle kur bana_ bir sözcük bu kadar mı askıntı olur insana_ yerli yersiz çıkıyor karşımaKitabı okudu
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard
_Din, gönüllü köleliktir. Herzen
_Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı
_Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch
_Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise